Arabuluculuk

Arabuluculuk uyuşmazlığın mahkeme dışında, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurulabilen bir çözüm yöntemidir. Amaç aralarında uyuşmazlık bulunan tarafların uyuşmazlık meselesini dava yoluna gitmeden çözüme kavuşturmaktır. Netice alınmadığı takdirde dava yoluna gidilir.

Ülkemizde arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu arabuluculuk 01.01.2018 tarihi itibariyle iş hukuku alanında, 01.01.2019 itibariyle ise ticari uyuşmazlıklarda zorunlu hale getirilmiştir.

Bundan böyle, işçi – işveren arasında cereyan eden ilişkiden doğan uyuşmazlıklar ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar hakkında bir uyuşmazlık doğmuş ise bu uyuşmazlığın çözülmesi için taraflar, yasa gereği “dava şartı” olması hasebiyle, yani dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır.

İş davalarındaki bu zorunluluğun istisnaları vardır: iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabulucuya başvurulması dava şartı değildir. İhtiyari arabuluculuk ise hukukun hemen hemen birçok alanında kullanılabilir bir kurumdur.

Zorunlu olmayan (dava şartı olmayan) bir konuda asla arabuluculuk bürosuna başvurulamaz demek değildir.

Kamusal niteliği bulunan sigortalı hizmetin tespiti davası arabuluculuğa elverişli değildir.

Ancak bir kanunda zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmayan konularda da tarafların anlaşma ihtimali düşük olsa dahi bu yönteme başvurulması her iki tarafın da menfaatinedir. Çünkü taraflar arabuluculukta birbirleriyle iletişim kuracaklar, karşılıklı olarak birbirlerinin hak ve menfaatlerini anlamaya çalışarak empati kurabilirler. Arabuluculuğun, yalnızca uyuşmazlığın mutlaka uzlaşmayla sonuçlanması gerektiğine dair bir amacı yoktur; bu süreçte kişilerin birbirleriyle iletişim kurmaları, iletişimin arttırılması ve bu sayede uyuşmazlık çözüm kültürünün “dostane” bir şekilde süreç amaçlandığından arabuluculukta (zorunlu veya ihtiyari farketmez) sürecin yürütülmesi tamamen tarafların iradesine bağlıdır, istenildiği anda taraflardan birinin arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmeleri yeterlidir. Hiçbir gerekçe göstermek zorunluluğu yoktur. Uyuşmazlığın arabuluculukta çözülmesinden çekilmenin hukuksal hiçbir yaptırımı da yoktur.

Arabuluculuk sürecinin anlaşmama ile neticelenmesi durumunda yasada belirlenen süre içerisinde tarafların dava açma hakkı saklıdır.

Arabuluculuk bürosuna başvuru ile işlemekte olan zamanaşımı durur ve hak düşürücü süreler işlemez.

Beylik Hukuk Bürosu, gün geçtikçe uygulama alanı genişleyen bu süreçte müvekkillerini arabuluculuk görüşmelerinde vekaleten temsil hizmeti sunmaktadır.